-
1 eli boş
1) безрабо́тный2) не име́ющий рабо́ты / какого-л. де́ла -
2 eli boş
коры кул белән -
3 eli boş
adj. empty handed, light-handed -
4 eli boş
babidest--------destvala -
5 eli boş
IэгушъонэкI -
6 eli boş
empty-handed -
7 eli boş dönmek
верну́ться с пусты́ми рука́ми -
8 eli boş gelmek
прийти́ с пусты́ми рука́ми (напр. в гости) -
9 eli boş olarak
adv. empty handed -
10 eli boş dönmek
to return empty-handed -
11 boş
boş leer; Haus leer (stehend); Person, Taxi, Zeit frei; unbeschäftigt; Furcht, Worte sinnlos; Niete f (beim Loseziehen);boş bulunmak fig (einen Augenblick) abwesend sein;boş çıktı nichts gewonnen (beim Loseziehen);(eli) boş dönmek unverrichteter Sache zurückkehren;boş durmamak rührig sein;boş düşmek Frau geschieden werden (nach islamischem Recht);boş gezmek faulenzen; fam arbeitslos sein;boş gezenin boş kalfası Oberfaulenzer m;boş inanç Aberglaube m;boş söz dumme(s) Zeug;boş ver! mach dir nichts daraus!, egal!;-i/-e boş vermek sich (D) nichts machen aus;boş zaman Freizeit f;boş yere unnötig;boşa çıkmak sich nicht erfüllen, enttäuscht werden;boşa gitmek verpuffen, unnütz sein -
12 empty handed
eli boş -
13 empty handed
eli boş -
14 بادست خالی
eli boş -
15 light handed
eli hafif, becerikli, eli boş -
16 light handed
eli hafif, becerikli, eli boş -
17 коры кул белән
eli boş (gelmek) -
18 come away empty-handed
eli bos dönmek -
19 el
кисть (ж) рука́ (ж)* * *I1) рука́, ру́киel sıkmak — пожа́ть ру́ку
el sıkışma — рукопожа́тие
2) ру́чкаkapı eli — дверна́я ру́чка
3) ход ( в некоторых играх)şimdi el bende — сейча́с мой ход
4) счётное слово разhavaya üç el ateş etti — он сде́лал три вы́стрела в во́здух
••elini veren kolunu alamaz — посл. ему́ дай па́лец, он ру́ку отхва́тит
elinle ver ayağınla ara — погов. ему́ дай [в долг] рука́ми, а [обра́тно] проси́ нога́ми
- elde- eldeki- elde mi?- elden- elinde
- elinden- eliyle- el açmak- eline ağır
- ele alınmaz
- ele almak
- eline almak
- el altında
- elinin altında
- el altından
- el atmak
- ele avuca sığmamak
- eli ayağı bağlı
- eli ayağı buz kesilmek
- el ayak çekilmek
- eli ayağı düzgün
- eline ayağına kapanmak
- elini ayağını kesmek
- elini ayağını çekmek
- elini ayağını öpeyim!
- eli ayağı tutmak
- eli ayağı kesilmek
- eli ayağı tutmamak
- eline ayağına üşenmemek
- ele bakmak
- eline bakmak
- el basmak
- eli boş dönmek
- eli boş gelmek
- eli böğründe kalmak
- eli koynunda kalmak
- elini çabuk tutmak
- el çekmek
- elini çekmek
- elden çıkarmak
- elden çıkmak
- el çırpmak
- eli dar
- eli darda
- el değiştirmek
- el değmemiş
- eline doğmak
- eli dursa ayağı durmaz
- eline düşmek
- elden düşürmemek
- eli ekmek tutmak
- elden ele dolaşmak
- elden ele gezmek
- el elden üstün
- el ele vermek
- el ense etmek
- eli ermez gücü etmez
- elini eteğini çekmek
- eline eteğine doğru
- el etek öpmek
- eline eteğine sarılmak
- el etmek
- elde etmek
- elden geçirmek
- ele geçirmek
- ele geçmek
- eline geçmek
- elinden geleni ardına
- elinden geleni arkasına komamak
- elinden geleni bırakmamak
- elden geleni yapmak
- elinden geleni yapmak
- elden gelmek
- elinden gelmek
- elinden gelse...
- elden ne gelir?
- elden gelmemek
- elinden gelmemek
- eli genişlemek
- elde gezmek
- ellerde gezmek
- elinin hamuruyla erkek işine karışmak
- elinden hiç bir şey kurtulmaz
- elinden bir iş çıkmamak
- elinden kaza çıkmak
- elinden bir kaza çıkmak
- elinden iş gelmemek
- elinden bir iş gelmemek
- eli işe yatmak
- elini kalbine koyarak söylemek sürmek
- elini kalbine koyarak düşünmek sürmek
- elini kalbine koyarak hüküm sürmek
- elden kaçırmak
- el kaldırmak
- eli kalem tutmak
- elinde kalmak
- eline kalmak
- elinden kan çıkmak
- elini kana bulamak
- el katmak
- eli kırılmak
- elini kolunu bağlamak
- eli kolu bağlı kalmak
- elini kolunu sallaya sallaya gelmek
- elini kolunu sallaya sallaya gezmek
- el koymak
- eli koynunda - elinden hiç bir şey kurtulmamak
- eli kurusun!
- eli olmak
- elinde olmak
- elde olmamak
- elinde olmamak
- elini oynatmak
- eli para görmek
- eline sağlık!
- elinize sağlık!
- elini sallasa ellisi başını sallasa tellisi
- elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak
- eli silâh tutan
- eline su dökemez
- el sürmemek
- eli şakağında
- el tazelemek
- el tutmak
- elinde tutmak
- elinden tutmak
- elle tutulacak tarafı kalmamak
- elle tutulacak yanı kalmamak
- elle tutulur gözle görülür
- el uzatmak
- el üstünde tutmak
- eli varmamak
- eli gitmemek
- el vermek
- ele vermek
- el vurmamak
- eli yatmak
- bu işte eli yok
- eller yukarı!
- bir eli yağda bir eli balda II1) чужо́й, чужа́к2) страна́, крайyabancı ellerde — в чужи́х края́х, на чужби́не
3) наро́д, населе́ние4) пле́мя••elin ağzı torba değil ki büzesin — посл. на чужо́й рото́к не наки́нешь плато́к
el ile gelen düğün bayram — посл. ≈ на миру́ и смерть красна́
elin derdi ele masal gelir — посл. чужу́ю беду́ рука́ми разведу́
- el kapısında çalışmakel kazanıyla aş kaynatmak — погов. прийти́ на гото́венькое
-
20 leer
mit \leeren Händen eli boş olarak, elini kolunu sallaya sallaya;den Teller \leer essen tabağı silip süpürmek;\leer ausgehen eli boş çıkmak, hava almak;mit \leerem Magen aç karnına2) ( nichts sagend) boş
- 1
- 2
См. также в других словарях:
eli boş çıkmak — umduğunu alamamak, başarısızlığa uğramak Sağa döndü, sola baktı, seksen sergüzeşte atıldı, eli boş çıktı, parasız, kıyafetsiz ve mevkisiz olup... R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek) — umduğunu alamadan dönmek Kaçan aşiretin izlerini bulamadıklarından, eli boş döndüler. A. Mithat … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli boş — sf. 1) İşi olmayan, boş gezen (kimse) 2) Yoksul … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli boş gelmek — 1) armağansız gelmek 2) umulan şeyi getirmeden gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli koynunda — sf. 1) Boş, işsiz (kimse) 2) Çaresiz (kimse) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eli koynunda kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli armut devşirmek — birisini bir iş yaparken öbürü boş durmak Bu insanlar bu güzel şehirleri kurarken bizim ellerimiz armut mu devşiriyordu? B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUSFİR — Eli boş fakir kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEHİDEST — Eli boş. Züğürt … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ister istemez — zf. 1) Zorunlu olarak, elinde olmadan İster istemez, fakülteden eli boş ayrıldık. H. Taner 2) Yarı gönüllü olarak, biraz mecbur olarak Kem dedik, küm dedik, olmadı, ister istemez sahneyi boyladık. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük